top of page
Nesnelerin Tükenen Hayatı // Wolfgang Schivelbusch

Nesnelerin Tükenen Hayatı // Wolfgang Schivelbusch

Stok kodu: 9786256896253

Nesnelerin Tükenen Hayatı

Tüketim Üzerine Bir Deneme

Wolfgang Schivelbusch

 

Ayak uzun süre yürürse, giydiği ayakkabıyı deforme eder, bir kalıp gibi şeklini kendine uydurur; bazen de ayakkabı ayağı vurur, su toplamasına, hatta nasır tutmasına neden olur. Wolfgang Schivelbusch insanla eşya arasındaki ilişkiyi hem böyle her gün deneyimleyebileceğimiz örnekler hem de felsefenin derinlikli kuramları yardımıyla, tüm yönleriyle ele alıyor. Yaratma, üretim, kullanım, tüketim ve yok etme döngüsü üzerinden, insanın nesnelerle kurduğu bağı inceliyor.

Schivelbusch, Nesnelerin Tükenen Hayatı’nda insanla eşya arasındaki bu karşılıklı ilişkiyi düşün ve bilim tarihi boyunca izleyerek uygarlığımızın ve modern ekonomilerin kökenine dair çarpıcı görüler sunuyor. Kapsamlı tarihsel analizleriyle okurunu, gündelik hayatımızın eşyalarına yeni bir gözle bakmaya davet ediyor.

“Schivelbusch, derinlikli ve bir o kadar da parlak bir üslupla yazıyor; birbiriyle ilgisiz gibi görülen alanları düşünce yapısının çatısı altında öyle zarif bir şekilde bir araya getiriyor ki bu büyük çabasını hissetmiyorsunuz bile... Yaşadığımız toplumu anlamak isteyenler için adeta bir rehber niteliğinde.”

Hannes Hintermeier, Frankfurter Allgemeine Zeitung

  • Wolfgang Schivelbusch 26 Kasım 1941’de Berlin’de doğdu. Frankfurt Üniversitesi’nde edebiyat bilimi, sosyoloji ve felsefe öğrenimi gördü. 1970’lerden itibaren uluslararası alanda en çok okunan Alman tarihçilerden oldu. Birçok dile çevrilen kitaplarında, siyaset, kültür, toplum ve düşünce tarihi gibi alanları tartışarak birçok ödül kazandı. 1978’de Alman Kurgudışı Kitap Ödülü’ne, 2003’te Berlin Sanatlar Akademisi’nin Heinrich Mann Ödülü’ne, 2005’te Aby Warbung Vakfı Bilim Ödülü’ne ve 2013’te Hamburg Özgür ve Hansa Şehri’nin Lessing Ödülü’ne layık görüldü. Türkçede daha önce Keyif Verici Maddelerin Tarihi (çev. Zehra Aksu Yılmazer, Dost Kitabevi, Genesis Kitap, Kırmızı Kedi Yayınevi), Uzak Akrabalar (çev. Muhammet Metin, İletişim Yayınları) ve Demiryolu Seyahatinin Tarihi (çev. Çiğdem Canan Dikmen, Kırmızı Kedi Yayınevi) isimli kitapları yayımlandı.

  • Özgün adı: Das Verzehrende leben Der Dinge. Versuch Uber Die Konsumtion
    Özgün dilinden çeviren: Neslihan Azeri
    Yayıma hazırlayan: Serkan Seymen
    Kapak tasarımı: Kolektif Tasarım
    Sayfa düzeni: Semih Büyükkurt

    Cilt bilgisi: Ciltsiz
    Kağıt bilgisi: Kitap kağıdı
    Basım tarihi: 1. Baskı Kasım 2024
    Basım bilgisi: 1. Baskı
    Sayfa sayısı: 176 s.
    Kitap boyutları: 13,5 cm x 19,5 cm
    ISBN No: 978-625-6896-25-3

205,00₺ Normal Fiyat
133,25₺İndirimli Fiyat
Adet

OKUMA PARÇASI


GİRİZGÂH:

TÜKETİCİ GÜÇ


Yanlış anlaşılmaları gidermek adına belirtelim: Bu kitap, neredeyse son otuz yıldır malların tüketimini ekonomik, istatistiki, sosyolojik, psikolojik, estetik, semiyotik açıdan yahut toplumsal cinsiyet teorisi, kültür bilimi gibi daha bir dolu farklı perspektiften inceleyen mevcut “tüketim tarihi” yazımına bir katkı daha yapma amacını taşımıyor. Tüketim tarihi, konusunu ne kadar çok boyutlu ve detaylı ele alırsa alsın, tüketimin nihayetinde tüketilen nesne ile tüketen öznenin fiziksel karşılaşması ve daha da kesin ifadeyle birinin diğeri tarafından tüketilmesi anlamına geldiği gerçeğini gözden kaçırıyor. Latince consumere fiili esasen tam da bunu ifade eder: Yakıtın ateş, besinin canlı bir organizma tarafından tüketilmesi... 


Klasik ekonomi politik, tüketimi yok etme şeklinde tanımlar ve aslına bakılırsa yeni tüketim tarihi çalışmalarının aksine gerçekte ne yaşandığına dair en azından çok daha canlı bir fikre sahiptir. Hakikatte somut olarak yaşanan tüm hadiselerin dijital dünyada gerçeklikten azade kılındığı göz önüne alındığında, tüketerek imha etme meselesi de hem fazlasıyla eskide kalmış hem de bir o kadar güncel bir konu olarak görünüyor. Geçerliliğini yitirmiş, çünkü sanal dünyada gerçek şeyler gitgide daha önemsiz bir rol oynuyor. Ama aynı zamanda güncel, çünkü tüketerek imha etme kavramı ve deneyimi temelde farklı bir anlam kazanıyor.


Ancak hepsi bir yana imha etmenin ekonomik tanımı, her ne kadar içinde varoluşsal, dini ve mitolojik yaklaşımların yankılarını barındırsa da yine de kaçınılmaz olarak çok daha dar ve yüzeyseldir. Ekonomideki fayda kavramı, kökleri kolektif bilinçaltının derinlerine uzanan ve tüketimi bir imha olarak gören o tasavvuru en iyi açıklayan ifadedir, Fayda [Das Gut], (“the good”, “le bien”, “il bene”) şeylerin saf ve ruhani özüdür ve bu öz normal koşullarda kaçınılmaz olarak maddenin süfli kısmıyla katışık haldedir. İmhanın hedefi onları bu karışmışlıktan arındırmaktır; bu yüzden her zaman sadece gayrisafi/aşağı olandır yok edilen; saf ve ulvi kısım değildir asla. Ulvi olan yok edilmez, bilakis süflinin kıskacından kurtarılır. Tıpkı Eski Ahit ve benzeri sayısız anlatıda tasvir edilen kıyamet gününde dünyanın mahşer alevleriyle yok oluşu gibi… Kültürel mitlerde ve kurbağaya dönüşmüş prenslerin anlatıldığı masallarda canavarın tepelenmesi, süfli maddenin sonu ve kök yapının parçalanmasıyla daha ulvi bir kültürün kurulması anlamına gelir. 


Hayvancılık yapan göçebe Habil, tarımla uğraşan Kabil tarafından öldürülür. Sabanın yardığı toprak, değirmen taşının öğüttüğü tahıl, preslerin ezdiği üzüm ve zeytin, kültürel gelişimin ilk büyük merhaleleridir. Erken çocukluk dönemine dair klasik psikanalizin bakışı açısından (Melanie Klein, Winnicott) çocukluktaki nesnelere zarar verme eylemleri, yabancı ve düşman çevreye karşı “Ego”yu oluşturmanın ilk adımlarından başka bir şey değildir. Milton’un Şeytan’ı ve Goethe’nin Mephisto’su, içindeki kötülüğün peşine düşerek iyiyi açığa çıkaran yok edici güçleridir.



Diğer Kitaplarımız

bottom of page
OSZAR »